Aslında film maceram Altın Küre'11(Golden Globe Awards) ödülleriyle başladı.Sevgili ev arkadaşım Ayça sinemayla ciddi anlamda haşır neşir biri.Altın Kürenin olduğu gün de minik kokteyl tarzında beyaz ekran karşısına kurulduk ikimiz.
Ben film izlerken kesinlikle uyuyakalan film cahili biri,o sinema kolik,geleceğini kesinlikle sinema mutfağında geçirmeye niyet etmiş bir sinefan.Combo ikili iş başındaydı yani..
O günden beridir ki az biraz ilgimi çeker oldu filmler.En son Hande'min gelmesiyle iki gece durmadan film izledik.
Ve hepimizin cidden çok çok beğendiği 127 saat filmini blogumda da paylaşmak istedim.
Dağcı Aron Ralston'un başından geçen gerçek bir hikayeyi konu eden filmi izlerken resmen nutkumuz tutuldu.
2003 yılında ABD’de doğa aşığı ve dağ tırmanıcısı Aron Ralston’ın bir kaza sonucu 127 saat boyunca mahsur kaldığı yarıkta başından geçenlerin aktarıldığı filmde aslında bir dram vardı.Ama genel olarak dramların sıkıcılığındansıyrılarak aktarılan bu film gerçekten güzeldi.
Danny Boyle'nin başka filmini izlemedim bugüne dek.(ay ne garip değilmi:P)Lakin bundan sonra kesinlikle bir iki filmini daha izlemek istiyorum.
Imdb'de de 8.2 almış olan bu muhteşem yapıt aynı zamanda 2011 Oscar ödüllerine en iyi film
dalında aday,şiddetle tavsiye ediyorum.
Keyifli hafta sonları olması dileğimle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder