Roman tercihimde,yabancı bir roman yerine yerli romanları ve yazarları daha çok tercih ederim.Neden bilmem ama
bildiğim ülkenin,ayşe fatmasını bildiğim,bilmesem bile hayal edebileceğim sokaklarda gezdirmek keyif verir bana.Hele
ki o Ayten'le Kamil'i,içinde kendimi çılgınlık seviyesinde mutlu hissettiğim İstanbul'umun sokaklarında gezdirmenin keyfine hiç doyamam.
İşte böyle bir romandı Buket Uzuner'in "Kumral Ada Mavi Tuna"sı.Bizdendi.Kuzguncuk'ta yaşayan üç çocuğun hayatı
üzerinde yoğunlaşmış olarak anlatılan hikayede, bir erkeğin iç savaşı inanılmaz etkileyici ve duru bir tamlamada seriliyordu önümüze.Bir tarafı dostluk,öbür yanı sevda olan aslında birçoğumuzun bildiği o üçüncü tekil kişiyi de tekelinde
barındırıyordu.
Mabel;bu romanı okuyan herkes bilir Mabel'i.Ve tabii o enfes tattaki çikolatayı.
Bugün Karaköy'den Galata'ya çıkarken ben, Mabeel Mabeel diye söylenince giriverdik dükkana. Hemen bi torba çikolatamızı aldık.Oradaki amca beyle konuştum az biraz.Acaba Mabel'in başka bir manası/hikayesi var mı diye.Yokmuş.Sadece Fransızca "güzelim" demek olan bu kelime, alçakgönüllü bir tabirle süslüyor o leziz çikolataları..
Bilmiyorum denediniz mi,ama şayet denemediyseniz mutlaka rastgeldiğiniz bir gün Mabel'in çikolatalarını deneyin derim.
İşte bir Mabel çikolatası bu romanı tekrar canlandırdı aklımda.Ve bu dizeleri yazmak istedim.
Buruk bir tebessüm kıvrılıyor dudaklarımda yazarken bile.Okunası yazardır Uzuner.Sadece paylaşmak istedim.. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder