26 Eylül 2010 Pazar

Oğlan Bizim Kız Bizim..:)


Düğünlerden ben de sevgili abim gibi pek hazetmem.Yada henüz çok erken olduğu için evlilik gibi bir
fikir çok da benden geçmediğinden olsa gerek.Lakin dün bambaşkaydı.

Rusyadan gelmiştim.Cansu'nun 7 buçukta Aydın'a bileti olduğundan uyumama kararı aldık.
Neticede ben de Cansu'da uyanınca sersem gibi olacaktık.Saati yedi buçuk ettik.Eve gelip
yatmam saat 8 buçuğu bulmuştu.

Gün boyu da düğün hazırlığı sürdü.Benim pilim hayli zayıflamıştı.18:30 da çıktık yola.
Harika bir zamanlamayla düğün mekanına adım attık.

Renklerle aram iyi olmadığından rengini tam tarif edemeyeceğim mor-lila arasında bir tonda giyinmiş
güzeller güzeli bir hatun bizi karşıladı.Canım kardeşim nasıl bi güzel olmuş nasıl zarif bir
görümce olmuştu..(Tıktıktık nazar değmesin:))

Düğün için Hakan abim ve Nihal ablam mükemmel bir yer tercih etmişlerdi.Havuz başında beyazlar içinde
masalarda şamdanlar olan benim gibi düğün sevmeyen birinin "ay böyle olacaksa hemen evleneyim" cümlelerinin
dilimden dökülmesine sebep olacak kadar büyüleyici..

Veee damadımızla gelinimiz bahçeye geldi..Nihal abla cidden gördüğüm en güzel gelin olmuştu bugüne kadar.
Abime zaten laf yok..

Eller havaya yaptık.Rakıları içtik.Güzel niyetlerle kadehlerimizi tokuşturduk.12 sularında
döndük yalovaya.

Düşündüm de onca yorgunluğuma rağmen gitmiş olmam beni bile çok şaşırttı.Demekki kardeşlik bu
demek.Ve belki de gençlik dediğimiz o yorgunluk ta gelin almış olmanın verdiği mutlulukla göbek atmaktı:)

Hakan abim-Nihal ablam umarım her gününüz düğününüz gibi heyecanlı ve mutluluk dolu geçer..

Onlar erdi muradına,eğer aynısından olacaksa darısı da bizim başımıza:)

21 Eylül 2010 Salı

Yurtdışında Ucuza Nerde Kalınır??

Yurtdışına mı gitmek istiyorsunuz ama paranız kısıtlı mı?kalacak yere az para,gezmeye çok para
harcasam bi güzel tavaf etsem mi diyorsunuz işte doğru yer hosteller:)

Efendim ben bilmezdim hostel diye birşey olduğunu, daha da komiği buraya geldiğimde hostelde kalacaksınız demişlerdi ben de hotel herhalde diye düzeltmiştim içimden.Elimizde valizleri çekelerken
yahu ne zengin ofis baksana hotelde kaldıracak 25 gün diyordum.

Lakin işin rengi ben o katı görünce değişti.Haa yanlış anlaşılmasın çok abes diil aslında.Sadece paylaşım hat safhada.Ama ucuz.
Hatta bundan böyle Türkiye'de değil yurt dışında bu güzel koğuşlarda kalarak tatil yapmak daha cazip geliyor .Hatta sizde buradan dilediğiniz ülkedeki hostelleri detaylı olarak aratıp inceleyebilirsiniz.

Koğuş demem şundan sebep;
bi kat düşünün odalara alabildiğince ranzayı döşemişler.Yaklaşık 8-9 kişi burda kalıyor.Ama kızlı
erkekli yani öle harem selam yok herkese selam olsun diyerek dalıyorsun odaya artık odada kimler kalıyor senin şansına.

Biz önce sekiz kişilikte kalıyorduk.Şuan 9 kişilikte kalıyoruz.Odamız hayli kalabalık ve renkli.
Lakin gece olunca 41 milletten insan horultusu kulağına geliyor.Arada gevende niyetine salıverenler de
senfoniye eşlik ediyor.Hava ne denli soğuk olursa olsun pencere açmak sünnet.yoksa bayılıverir 9 kişi
kimseyi de suçlayamazsın.Odayı karartıyoruz romantika oluyor.

Her gece başka solist her gece farklı ülke yani;)

bambaşka bir deneyim ama hayli ucuz.Kız kıza gidilmez sonra melis sen demiştin biz gittik diyen olmasın.
yaklaşık 8-15 euro arasında değişiyor kişi başı fiyatları.

Yazımdan da anlaşılacağı gibi hayli komik ve sıradışı bir deneyim.
Hayat deneyimlerle dolu neticede herkese selamlar.Zart zurt hor hoorrr horr:)

17 Eylül 2010 Cuma

Bozca'ada..


Bozcaada'nın bende bambaşka bir yeri vardır.Kendimi bildim bileli adalar sevimli gelir bana.
Beyaz evler mavi panjurlar,girintili çıkıntılı büyük arnavut taşları,sabah garip bir huzurla
uyanmak..

Bundan beş sene evveldi sanırım ilk bozcaada ya gidişimiz.Annemin keşfettiği abimle ikimizinde
hadi bakalım görmekten zarar çıkmaz diyerek gittiğimiz sayfiye yeriydi.

Ertesi sene de tercihimiz bozcaadadan yana olmuştu.Sakin adahan pansiyonumuzda sevgi teyzenin,
serkan ve ercan abinin,fatma ablanın,adahanın selda ablanın o sıcaklıklarıydı belki de bizi oraya
çeken.

Sabah uyanılır tüm adayı saran enfes ada ekmeği, ki henüz o tatta bir ekmek bulamadım,ezine peyniri,
mis gibi reçel ve şuan ciddi anlamda özlemini çektiğim demleme çayla kahvaltı ettikten sonra mitos,
ayazma,yada koylardan birine denize girmeye gidilir.

(mermer koyu şiddetle tavsiye edilir.)

Akşam üzeri pansiyonda ya cümbür cemaat makarna haşlanır,yada balık yenir.Deniz sonrası
o mahmurlukla nasıl da güzel olur o yemeğin tadı.Üstüne mis gibi çaylar içilir.yemek sonrası az kestirirsin..

Saat ilerleyince ya şarabını alır kale dibine inersin,veya adahanın enfes müzikleri eşliğinde şarap yudumlarsın,
yada ayazma da plajda bir etkinlik vardır.

Eskiden bir de bar vardı iskelenin üstünde.Salhane..Orası da fena değildi hani.Adanın genç ruhu orda takılırdı..

Saatler geçtikçe güzelleşir ada.Şarap gibi bekledikçe siner güzelliği içine.

Sırf yazın değil kışa çeken vakitlerde de başkadır.Mesela Polente vardır.Tam adanın kalbinde.
Tavla keyfi başkadır orada..

Adada herşey başkadır aslında.Şuan sevgili annemle abim adadalar.Ben de St.Petersburg'da hasretle bu yazıyı
yazmaktayım.

Yanlış olmasın hayatımdan memnunum ama ne olursa olsun adada olmak isterdim.Çünkü ada bir başkadır..

16 Eylül 2010 Perşembe

Kayıt Zede...


malum okullar açılıyor,üniversitelerde.Bu dönem sırasıyla üniversitelerin kayıt yenilemeleri açılıyor.
Açılıyor mu kilitleniyor mu tartışmaya açık bir konu.Tüm öğrenciler bilgisayar tepesinde otomasyona sövüyor.

Dün aynı durumdaydık.Sabahın köründe kargalar bokunu bile yemeden uyandık.Neymiş efendim sabah saat 8:30 da
sistem açılacakmış da biz de kayıt yapacakmışız.Külah verelim de anlat osmangazi!
Gayet iki koyun biri fef biri iibf ci açıp laptopları beklemeye başladık.Saat 8.35 de açıldı pandoranın kutusu.
Ben o andan itibaren girişimlerdeyim ama olmuyor.explorer,google chrome,firefox ve en son çare opera ile de girişimlerimi
sürdürdüm de bana mısın be kardeşim demedi.Saat 11 e kdar bu debdebeyi inatla sürdürdüm en son
lanet olsun ya diyip yattım geri.

Tabi burdan hemen ekliyeyim ogu nün fef i bi başkadır.Tadından yenmez hatta.Hoca seçimi falan yok.İlkokul kaydı gibi ders belli hoca belli seçiyoruz sadece.

zaten matematik+istatistik bölümünü avuçiçi kadar binaya sokuşturmuşlar mutlu olmaya çalışıyoruz.Hoca olsa neye yarar sınıf mı var?
100 kişi ders almıştır 70 i gelir ilk hafta,hoca ikinciye alanlar gelmesin der hoca da haklı sınıf şehir hamamına dönüyor 20.dakikada.ara ara nidaları yükseliyor sınıftan.
Ders almada bu güne kadar (3. sınıf olduğum düşünülürse) kontenjan dolmasını duymadığım gibi aksine hep boş kalan kontenjana hocaların zorla ders verdiği arkadaşlarım bile oldu.

Tüm bunlara dayanarak 1 saat kestirdim.Saat 12 civarı gene kalkıp bilgisayarla ve otomasyonla olan kavgama devam ettim.Kaydımı yaptığıma yada yarım yamalak yapabildiğime demeli galiba ,sevinemedim bile ,çünkü seçmeli olan bir dersime kontenjan olmadığından alamadınız yazısı düşüverdi ekrana.Hadi buyur burdan yak.
Zaten saflar gibi gidip üstten ders almışım.hepi topu 20 kredi almış olucam.seçmeli ders de patlayınca gayet 17 krediyi paşa paşa almış oldum..Şimdi gül gibi 17 kredimle mis gibi 3 günlük okul programımla,ve muhtemelen kalmak zorunda olacağım yaz okulumu düşünerek,güz yılını heyecanla bekliyorum!

13 Eylül 2010 Pazartesi

Deli Kıza Cilve Yap Dedik,Osurdu!


Aslında bugün referandumla ilgili gerçekten bomba gibi bi yazı yazdım.Fakat yazdığım yazıyı tekrar okuduğumda içeri almaları olasılığının yüksek olduğuna kanaat getirerek ve yazılarımı gün ışığında yazmak daha çekici geldiğinden,yayınlamamaya karar verdim.

Ah be koyun bakışlı cengaver halkım gene nettin sen?Hani memnun değildin,işsizdin,eşitlik bu mu diye yırtınıyordun,şehit haberlerine her seferinde lanetler yapdırıyordun,amerikanın kölesi olmak istemiyordun ne oldu şimdi?

Elini vicdanına koy da düşün neye dayanarak gene "evet" diyiverdin.
Artık yakınma bari.Kendini kendi ellerinle ateşlere attın ya artık susma vakti!!

Ananı da alıp gidersin artık.Ne zaman unuttun bu cümleleri.

Deli kıza cilve yap demişler,osurmuş! o hesap sizinki de.Hakkını savun,kendini yönet dediler sen osuruverdin.Osurmak da az kalır.Sıçı verdin resmen.

Bu ülke bu gidişle düzelmez.Ha düzeltmek istesek neler olur da düzeltmek isteyen de yok belli ki.

Eşşeğin kıçına su kaçtı bir kere.Ve artık yapacak hiçbirşey yok..

"Unutulmamalıdır ki, milletin hâkimiyetini bir şahısta veyahut mahdut eşhasın elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar vardır."
Mustafa Kemal Atatürk

12 Eylül 2010 Pazar

Abur Cuburla Şiştim Blogcum!


Yandık! Cansu bir hallerde.Hop oturup hop kalkıyor resmen.heyecan adrenalin bu hostelde
hiç eksik olmuyor.Cansu kendini abur cubura vurdu.işin kötüsü bana da yediriyor.Günlerdir
boğazımızdan sadece makarna geçti ama çikolata desen her çeşidini yedik.Sabah
kahvaltımız diyet programı gibi.iki dilim ekmek.ne idiğü belirsiz bir mantarlı krem peynir.
çay ve elma.O elma nedir bunu bilmiyoruz.Ama doyalım diye dünyamızı şaşırmış durumdayız.
Markete gidiyoruz hayvalı yahu bunlarda kesin domuz yağı vardır diye diye aldırmıyor
normal şeyleri.Hostelimizde olağan üstü hal ilan edilse 4 kişiyi 2 hafta idare edecek kadar
abur cubur var.Benim sinirler içimde düğmük olmuş olacak ki herşeye gülüyorum.
Cansuyla ikimizi gören halimize acıyordur kesinlikle.Allah sonumuzu hayırlara çıkarsın.
İlk işim esjime birinci sıradan kayıt yaptırmak.Bu çikolatalar erimez başka türlü.

11 Eylül 2010 Cumartesi

Huriyeler Diyarında Bulduk Bir Cennet:)


Sevgili blog bugün St.PEtersburg'da yolumuzu kaybettik sanıp gözümüzü cennette açtık
adeta.Hurisiz de olsa cennet cennet idi lakin rusyada cennet huriyeli olurdu zaten:)
Sabah aldım haritayı elime.Bakıyoruz,herşey güzel ben bi hedef belirliyorum oraya gidiyoruz.Aslında bugün planımızda Petergof vardı fakat müzeler 17'de kapanıyor,biz evden çıkarken saat 15 olmak üzereydi bu sebeple Petergof turumuzu yarına erteleyerek
Puşkinin verimli yıllarını geçirdiği kasaba olan Pushkin Kasabasına gitmeye karar verdik ama hiçbirimiz orada Catherine Sarayının olduğunu ve oranın merkeze ne kadar uzakta olduğunu bilmiyoruz.
4 cahiller yerin tarifini aldık gideceğiz.HAritayı ben kullanmayı bildiğimden ben öğreniyorum adresi gidiyoruz.Bizim kaldığımız yere bir hayli uzak olan moskovskaya durağına gidip oradan minübüse bineceğiz.Moskovskayada indik birilerine sorduk minübüsleri de bulduk.Gayet eminim doğru yoldayız..
Minübüs hareket etti.Git Allah git! çıktık mı e-5 gibi bir yola.Erenler ve Cansu bana bakıyor yanlış minübüse mi bindik dercesine.Çünkü minübüse binerken Ruslara sormuştum.Ama bir cümle bile rusça bilmememe rağmen beden dillerinden anlamış olduğuma kanaat getirdim.Doğru olması gerekliydi.Minübüste bir hatun bulduk ingilizcesi de benden beter hatta ingilizce konuşmuyor rungilizce gibi rusça ingilizce karması birşeyler geveliyor..O bize burada ineceksiniz diyecek ama biz korkmaya başladık.Resmen kaybolduk çünkü.
Otobanda gidiyoruz.Bende nasıl geri döneriz diye hayıflanmaktayım.Bir baktım ki bir kasabaya geldik.Evet yer doğru da bu kasaba da ne var bilmediğimizden napcaz diye düşünmeye geçtim.Minübüsçü indirdi bir de baktık hoş bir yapı.Tepesi de altından kubbeli.Kesinlikle güzel bir yer herhalde diyerek girdik içeri.
Aman Allahım sanki cennet.Eve geldiğimde araştırdım meğerse deli petro eşi catherine için yaptırmış o sarayı.Vay be ne eşler var diyesim geldi.Bir de kubbesi gerçekten altın mış.100 kilo altın kullanılmış.Türkiyede olsa tepesine çıkar cengaver halkımız.
Dişleyerek de olsa söker valla o kubbeyi.

St.Petersburg'da beni en çok etkileyen mekan oldu.Ah bide kaybolduğumuzu düşünmeyeydik daha keyifli bir yolculuk olurdu herhalde:)


Yer:Catherine Sarayı(Puşkin Kasabası)

7 Eylül 2010 Salı

Subway Filarmoni Orkestrası:)


Hadi şimdi de gelelim subway olayına.Bugün staj sonrası gayet keyifle gezdik dolaştık
hermitage müzesinin çevresinde.Sonrasında acıktık ve subway de yemek yemeye karar verdik.
Çok cazipti çünkü sandwich+lays+kola 39 ruble diyor.gerçekten sudan bile ucuz dedikleri
noktaydı.Biz hiç aldırmıyoruz.Hani ucuz ya altında buzağı aramaya ne gerek var.Girdik maşallah
okul yemekhanesi sanki bi uzun sıra.bizde sıradaki yerimizi aldık.Ama rusyada ingilizce bilen bir
insan evladı yok denecek kadar az olduğundan iki gündür geliştirdiğim yazma,çizme tekniği ile mutlu
sona ulaşacağımızı düşünüyorduk.elimde kağıt kalem cansuyla heyecanlıyız günlerdir adam gibi birşey
yemediğimizden o subway bize kaymak gibi gelecek çünkü..bir de ucuz ya!neyse efendim sıramız geldi bingo!
görevliler ingilizceden bir haber.Ben başladım menünün olduğu afişi çizmeye kız gördü.Gayet güldü.daa dedi.
devam ediyoruz.dilsiz sağır modda göstere çize birşeyler yapıyoruz kendi çapımızda.Lakin çap dar gelmiş olacakki
bizim 39 rb olduğunu sandığımız menü oluverdi mi 467 rble.hoppa biz dumure!dedik bırakalım.
onu eksilt öbürünü isteme derken kuş yemi kadar menü kaldı bze.tepsimizi açıklayayım;iki subway sandwich,bir kola iki pipet.
Hesap bu sefer de oldu 270 ruble.yaklaşık 13 buçuk tl!ohh ne harika zaten derdimizi anlatamıyoruz.
sorsak soramayız cevap desen alamayız.önümüze bakaka gidip oturduk bir masaya.oturmadık sindik demek daha doğru bir
ifade zannımca.Subway i yedik!şuan saat 02:35 ve içimde ne gibi bir sindirim faliyeti oluyorsa
sanki filarmoni orkestrası yutmuş gibiyim!

Ya Evde Yoklarsa?

Aslında hergün yazmak isterdim bloguma Rusya'daki garip olaylarımızı lakin internet yok.
Nerdeyim st.petersburg.internet neden yk bu bir bilmece.
ilk günden başlamalıyım.Moskovaya kadar geldik.Sorun yok.Yeniden check in yapıp petersburga aktarıcaz kendimizi lakin içim
huzursuz
dürtüklüyor hislerim bak şu valizine son kez diye.Neyse türklerin oha be diyeceği kadar seksi bir ablamız
checkinimizi yaptı geçtik st.petersburg kapısına.gate:13 dikkat lanet 13!önce uzunca bir süre iki saftor ufa sırasında
bekledik sonra
anladıkki bizim uçak kalkmak üzere.koşarak geçtik kapıdan.gülmekten yürüyemiyoruz da.Business class a bir de baktık ne görelim!
Cidden rüyalarımdaki gibi bir business class herkes giyinmiş lacileri hepsi gıcır!şimdi sen rüyalarında business class mı görüyorsun
die söylenenler var eminim.ama o lafın gelişi:)
Neyse geldik st.petersburg a.Filmlerde olduğu gibi elinde isimle bekleyenler biz de bakıyoruz hani ivan'ı tanımıyoruz ya o da
AIESEC falan yazmıştır yada isimlerimizi falan yazmıştır diye..Nerdee...Hiç bir tabelada bize delalet eden nokta bile yok.
Bari valizleri alalım diye bagaj kısmına gittik.Öyle eski bir yer ki sanki eskiden balıkhaneymiş şimdi havaalanı o derece..
Baktık bizim uçuş açıldı.Bagajları küt küt atıyor rus danaları!Cansunun ki geldi benim ki yok.Ama bekliyoruz.Neyse tüm uçağın valizler
geldi ve sonunda bizim bagaj kapatıldı.Benim valiz çıkmadı.Ve gariptir ki ben de bir sakinlik..Cansu'ya dedim gel de soralım şuraya.
Gittik kadın olabilir gel rapor yazıcam dedi.Çıkardım pasaportu not falan aldı.Dedi ki bi adres ve telefon ver sana burda ulaşacağım.
Tabi diyemedim ki ablacım bizi gelip alan olmadı biz de bilmiyoruz adres ve telefonumuzu.Şuan için verebileceğim bir numara ve
adres yok dedim.PEki dedi çıktı aldı.Oranın numarasını ve kayıp kayıt numaramı çizdi telefonunu ve adresini öğrenince ara dedi.
Peki dedik ama sudan çıkmış balık gibi bakıyorum etrafa.Napcaz diye?Elin memleketi.İki kız yer bilmiyoruz yön bilmiyoruz,ruslar
da ingilizce bilmiyorlar saolsunlar.Kala kaldık.Cansu bi mola verdi.Ben de o arada information gördüm dur dedim soriim.Kıza
sordum kız nete girdi orayı aradı burayı aradı.işin daha kötüsü AIESEC nedir hiç duyan da yok.Allah'ım diyorum içimden hani dünyanın
neresine gidersek gidelim mutlaka bi AIESEC li bulurduk?AIESEC i bilen yok?!Bi şekilde kız öğrendi.Haritadan çizdi.Otobüse binip
metroya aktarma yapmamız gerekiyor.Ok.Çıktık otobüsü bulduk.Bindik ama bi elimizde horozumuz eksik tam köyden indim şehre modelindeyiz.
gören gülüyor kesin halimize.öyle bir şaşkınlık var suratımızda.biz bile bakmıyoruz birbirimize gülmeyelim die.Aktarmaya geldik
baktım ki bi metro bekliyo koş cansu dedim bindik ama doğru yön mü bilmyioruz cansu da ya yanlışsa falan diyo neyse ki doğruymuş.
ofise 500 mt yakında bir yere geldik ama tarifin burdan sonrası tutmuyor.Yağmur var bardaktan boşalırcasına.Zaten cansunun
valizi içinde bilet aldık metroda bagaj bileti.şoktayız.kaybolmuşuz.telefon yok.türk hatları servis dışı.bi avm bulduk.
girdik allahtan sırt çantama koymuştum laptop ı.İsmaile ulaştık.O petersburg a ulaştı.neticede biz 4 saat oturduk.ve gelip bizi
aldılar..
Bu ana kadar beynimden geçenleri tahmin edemezsiniz herhalde.Kaybolduysak ne olucak?Ne yeriz nerde uyuruz.iki kızız aman allahım
kesinlikle içimde bir fatih akın yatıyor.NEden fatih akın onu da bilmiyorum:)ama neticede,gayet becerdik petersburgda ayakta kalmayı.
Türkiye taşını toprağını öpim!:)

1 Eylül 2010 Çarşamba

Bu Gece Son..

Heyecan mı?! Gani Gani hemde..evet yarın bu saatlerde muhtemelen Cansu'yla balık gibi birbirimize bakıyor olacağız...HEyecanlı olmakla birlikte merak içindeyim de.Kaan'ı önden yolladık teftiş kontrole feedback aldık.ŞEhir muhteşem diyor..Yalnız gene danalığı üstünde karşılamaya gelemeyebilirm diyor!La dana Eskişehirdemiyiz gelemeyebilirim diyosun.Allahın gurbetinde
gelmezsen hiç gelme zaten:) bi de bu çakal karlosun bize afyon sucuğuyla sabah kahvaltısı sözü varki
o sözü geçen sucuklar zaten Chema ile meksikaya vardı bile.Hala yicez..Beklemedeyiz:)
Aslında valize atcaksın bi kangal sucuk bu elin gavurunda yumurta vardır nasılsa bir de güzelim türk ekmeği,mesela ucuz olsun diye halk ekmek:), orda bunlara bi sucuklu yumurta yapacaksın ki hepsi dumur olsun.Caanım yurdumun daha neleri var diye de özendirirsin sonra gelsinler memlekete:)Ekonomi gülsün,Türk gülsün:)
Zaten sorun var!(kanka sevgilerle lafını çaldım:))adamlar kahvaltı die bisküvi ve kahveyi vercekler önümüze elin ecnebisi anlar mı tereyağı,bal,çilek reçeli mis gibi çayla kahvaltı yapmaktan.Çok şey beklemeyeceksin ama benim daha yüksek sıkıntılarım var.
Ben İtalya gibi makarna ve pizza cennetine gidip(ki makarna tiryakisiyimdir)
aç kalabilmiş bir insanım orda nasıl doyarım mechul-ü figuran valla.Gerçi italyada sabah akşam makarna-pizza
yemekten bıktığım için aç kalmıştım son bir kaç günümde ama burda durum cidden iç açıcı olmayabilir.
Günlerdir bakıyorum ne yer ne içer bu sarı kardeşler diyerek.Adamlar
balık yiyor,havyar yiyor.bunlar da lokantada pahalılarmış.E biz de öğrenci evine gidiyoruz
artık cansuyla Türk müziği dinler ruhumuzu doyururuz.Ben zaten son dönemde bi kaç kilo almıştım hiç de fena olmaz hani:)Karın aç,ruhumuz tok mod gezeriz.50 tane müze varmış e gez gez bitmez de.. Artık ordaki günlerimi burda dile getiririm hergün.Sağlıcakla kalın.Türkiye yi seviyorum!:D
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...