31 Mayıs 2010 Pazartesi

H'aftalık O'rtak T'oplantı:)


Çok çok güzel bir Cuma akşamı geçirdik yine.Öyle güzeldi ki ben hala düşünüyorum acaba
o ruh halini nasıl yazıya dökebilirim.Ve anladım ki bu oldukça zor.Bu sebepten gayet doğaçlama
geveleyeceğim.
Aslında herşey normal gibiydi.Haftalık ortak toplantımız vardı.Kalktık gidiyoruz.Sonra fark ettim ki
valiliğin orda diye söylemişti sevgili talentimiz:)nedense talent diyince talens guaj boya geliyor aklıma
her seferinde bu da enteresan birşey ya neyse.Sulandırmicam.Gittik heyecan var tabi..olmaz mı.Yalnız
fark ettim ki o gün herkeste nedense ayrı bir keyif vardı.Kimse yerinde duramıyor.AIESEC'in kelebekleri şeklinde:D
sonrasnda meşhur patapatamızla ocp olduğumu öğrendim. ama sanki duygularımı belli edersem birşey olcak gibi
bu saçma bedenden o anki ruh halime uygun sinyal veremedim sanırım.Napiyim donuveriyorum duygu yüklü
anlarda.sonrasında yine mi güzeliz yine mi çiçek modelini uyguladık.Süperdi harikaydı.İsmail ki ona e-smile diye yazıor
olacağım bundan böyle:D gönüllü şipşak fotocumuz oldu.Bilmem kaç poz çekti.Lakin çekti de ne oldu.Ben gene üstün bir performansla
(canon un da suçu var klasörlere bölüyor fotoğrafları) yanlışlıkla bir klasörü silip fotoğrafların bir kısmını hokus pokus yapmış oluverdim.
Bizimkiler şuanlık farkında değiller tabi.De bu yazıyı okuyan başıma ekşir sanıryorum:)Neyse canım saolsun
ilahi ben çok yaşiiiim emi şeklinde klişeyle son vermek istiyorum bu yazıma da..Sınav dönemi kapıda yumurtalar karpuz oldu.
Bu yüzden.Cuma'ya kadar yokum.:)

28 Mayıs 2010 Cuma

Yumurtalar..


Sevgilim;
Yumurtalar kapılarda.Yığın oldu hatta.İlk hafta dört tane deve kuşu yumurtası gibi sınav beni bekliyor.
Bende uyku sorunumu çözememiş olmanın verdiği dürtülerle Eskişehir'i her gece sıkılmadan beklemekteyim.
Safiyet sokak benim kanatlarım altında yani..
Günler öldürücü sıcakla bıktırıcı karanlıklar arasında yuvarlanıp gidiyor işte.Fark ettim ki yaz gelmiş.
Tshirtler sebebiyle kollarımdaki karalık ellerden omuzlara doğru açılıyor.Farklı bir tarz.Amelemsi diyelim.
Bebeler sokakta haşince top oynarken,bilmem kimin kızı elin ayşe teyzesinin oğluyla sokaklarda umarsızca fink atması
beni gerçekten çileden çıkarıyor.Zırt diye aklıma giriveren fikirle geçen gün odamda yaptığım
eşyalara debdili mekan uygulaması sebebiyle de günlerdir beni mahveden bel ağrılarım herşeyi daha da tetikliyor.
işte böyle yani.Değişim yok.Giden yok gelen yok.Hala yalnızım hala özgür.Yaş oldu 21 kim ne yapsın beni:D
Evde kaldım cemaat gözünüz aydın:D Burdan Eros'a seslenmek istiyorum.Noldu eros okun komşunun tellerine mi takıldı??:)

20 Mayıs 2010 Perşembe

Kemoya Baybay

Satirlarimi acibadem hastanesi kemoterapi salonunda yazmaktayim.bugun bizim bu koltuklardaki son gunumuz oldugundan annemle ikimizde sacma vir gulumseme var.son gunlerde sk kullandigim deyimle neseli pandalar gibiyiz.kanser ulkeyi almis gitmis kardesim.her geldigimde buna tekrar tekrar kanaat getiriyorum. hatta ozel sirkett askim bu noktada kilit yiyor.sayet ilerde bir gun (Allah korusun) basima bi is gelirse kapiya koyarlar kim benim kara kasima kara gozume para verecekki.. 
Annemin kisaltmasiyla kemoterapi ye kemo diyecegim.basa gelmeden biliiyor en azindan ben bir haber idim.radyoterapideki gibi bir makinanin icine girildigini sanitordum.tam tersi rahat koltuklarda serum vasitasiyla guclu antibitotik yuklemesi imis.hatta acibademin salonu pek konforlu sallanan koltuklar plazma wifi hersey mevcut.oyleki suan tlefonla konussam hattaki kesinlikle tavernadayiz sanir.bangir bangjr soner arica caliyor yan televizyonda.annemde Elinde kitabi yaninda bol sutlu kahvesi kemo modda. Ben yan koltukta bunlari yaziyorum arada dolaniyorum,tum hastane ekibiyle ahbap oldum..bankoya hemsirelere sorular soruyorum ahbaplik aldi gitti dedim ya oyle cidden abin nasil askerlik nasil gidiyor diye giriyoruz muhabbete:) napalim bir sekilde olaylara polianna seklinde yanasmak bazen farz oluyor:) serum bitmek uzere sanirim , bi yoklayayim.tum hastalara allah sifalar versin. Bi orta bi sade haydi bize musade(:

18 Mayıs 2010 Salı

Neşeli Ben;



Bahar geldi.Ve ben yavaştan ruhuma detoks yapıyorum.Hatta bir istatistikçi olarak konuşmam gerekecekse
%90 detoks yaptım bile:)gereksiz her fikri,ismi,cismi aklımdan süpürüp attım.Zaten bilen biliyor
neşemi, artık ikiye katladım sevgi pıtırcığı oldum diyebilirim.Dün Pınarımdan ve bilgisayarından sonra, Gamzecimle güzel
bir konu üzerinde uzun uzun konuştuk los amigosta.
Fark ettim ki çook sular geçmiş o lostan:)Onca eleman içinden iki tanesini tanıyor olmam cümlemdeki
gerçeği aşikar kılıyor sanırım.Zaten orda hep bir tadilat var.Ya hacimsel büyümede yada boysal uzamada, yani
kat çıkıyorlar.Yine bir büyümeler halinde olduğundan ismini öğrenemediğimiz ama gerçekten şimdiye
kadar lostan geçmiş en şeker garson a rakı peynir siparişimi verdim.Lakin yine büyümek durumunda olduklarını
bu sebeple de peynir servisi olmadığını dile getirdi.İyi dedik seni mi kırcaz:) çek bi 70.Gamzecim de şarabını aldı.
Neyse geldi bizim enerjii drinkler:D lakin şarap ılık.Aslında uğraştırırdım onları da neyse dedik gerek yok.
Biz lakırdı ederek çekeleme yaparak 10 buçuk ettik saatimizi.Derken zengin kalkışımızla hesap ödemeye gittik,orda da burak yerine ismail
olduğunu gördüm.Tanımadı ya da tanımamazlıktan geldi bilemedim:)Adabımızla hesabı ödedik,tam çıkıyoruz Ali'yi gördüm.
Hoş beş sanki uzun zamandır hiç görüşmemişiz gibi:D bir de dediğim gibi ben aylardır neşeli pandalar gibi gezdiğimden
birazda 70 liğin verdiği hop hop hallerimden yerimde duramıyorum.Alinin de karşısında bi arkadaşı var.Demiştir,
herhalde pire yutmuş bu kız duramıo yerinde die.Biz muhabbeti sonlandırırken aliyle,ben de görüşürüz anlamına getirmek istediğim
omuzuna pış pışlama hareketini uygulamak istedim ama elim bir indi çocuğun sol omzuna.Herhalde arkamdan
baya gülmüşlerdir.Ben şaşırdım tabi küt diye ses gelince ama hiç bozmuyorum.Bide şapşal gülümsememi koydum
yüzüme ooh sanki herşey güllük gülistanlık döndüm yürüdüm.Merak ediyorum şimdi ali arkamdan ne dedi acaba:D eli de çok
ağırmış dedi garanti de o godoman hallerdeki arkadaşının yorumu nedir onu merak ediyorum:D

13 Mayıs 2010 Perşembe

Natco'10 dan minik demeçler


Kongre bitti ve ben eskişehirdeyim nihayet.Saolsun bu kongre bana büyük bi kıyak geçti.Pınarı tanıdım.
.Ve kongrede bu kadar çok gülmemi Pinarıma borçluyum:)..Çok keyifliyydi.Mükemmeldi.
Zaman zaman sinirler gerilsede telsizlerimiz saolsun gülmekten yerlere yatırdı bizi.
Bi konuşmayı anlatmk istiyorum.
OC odasındayız ben ersan ve arda.
Chart hazırlıyoruz.Telsizle ersan erdiye birşey anlatmak istiyo ama araya sürekli tevfik ve res giriyo.
Ersan sinir oldu.Erdi dio ama res araya giriyo.Birde resmişin pili hep olmadığından sesleri kesik kesik
geliyo. bık ..dıt..meer..öyy.. die garipten sesler..
Araya birde tevfik girince erdinin sesi hiç çıkmıyo..

Ersan:Resmiye çık aradan,erdi duyuyo musun?
Resmiye:er..bik..lobb..mırr..
Ersan:Remsiye allahını seversen çık aradan nolur
Resmiye:mık..huop...
Ersan:Resmiye ya Allahın adını verdim nolur çık

Bu ara biz ardayla gülme krizindeydik.Derken kapı hışımla açıldı.Resin pilinin hep boş olması tefonun da
sinirlerini keman yayı gibi germiş ki;

Tevfik:Ya Allah aşkına biri şu kızın pillerini deiştirsin yaaa

diyerek girdi..Biz daha da krize girdk..Böyle envayi çeşit konuşma geçerken biz de motive oluyorduk.
Son güne yakın artık pınarla ikimiz kaslarımızı kontrol edemez hale geldik.ikimizde manasızca
gülüp kahkaha atıyorduk..Hani derler ya gülenin ömrü uzar die biz onca gülmeye bi 10 yıl kardayız sanırım:)

Güzel olmasına güzeldi de iki gündür ödev,okul derken ben hala dinlenememiş olmanın verdiği mıymıntılıkla bitlerim ölmüş
pirelerim can veriyo şeklinde yaşıyorum..Öyle ki hala hitaplarda karıştırıyorum.Birine ismini söyleyene kadar tüm isim skalamı
sayıveriyorum 10 sn de..sonuç:Yorgunum dostlarım yorgunum yorgun:)

6 Mayıs 2010 Perşembe

Garip Bir Terzi..


Biliyorum herks sıkıldı benim kongre muhabbetimden.Ama son bir gün kaldı.Zaten çok ritmik bir yazış halim yok.Ama bu sefer tahminen bir hafta kadar yazamayacağım.
Biraz ciddi şeyler konuşmak istiyorum bugün sevgili günlük;
Malum elbise aldık kongre galamız için.Aldık da ne oldu?İnan çok birşey olmadı şimdilik.Hatta öyle ki bi an korkuverdim acaba elbise yerine masa örtülerini iğnelemek zorunda kalır mıyım üstüme diye.Topuklu papuçlarıma çok fena
olmayabilirdi.Neden böle düşündüğüme geleyim.
Efendim ben hergün iki kere tasdikleyip onayladığım tembelliğim yüzünden baya bi geç kaldım.Anneciimin dürtüklemesiyle bir sabah kalkıp ilk girdiğim dükkandan zınk die alıverdim bir elbise.Güzeldi hoştu ama az terzi eli istiyordu.İyi dedim ölçümüz alındı azcık oturtulacak.Lakin gel zaman git zaman ben hergün şifa niyetine bir kez olguna gider oldum.Çünkü terziye elbiseye sanki yaldızla melis yaz dedik.Yok yapmıyor.Bende pek sakinimdir:P her gidişimde ofur pofur kaynar su sesleri çıkararak devam ettim güne.Bugün artık kendimi inanılmaz fiştekleyip en sert adımlarımla gittim tükkana!Ve tahmin etmek zor olmasa gerek elbise yine yoktu.Neyse allem kullem edip
elbiseyi buldular.Aklıma bakmak bile gelmedi koşar adım uzaklaştım olay mahallinden.
Geldim eve.Torbadan aldığım elbiseye dut yemiş bülbül gibi bakakaldım.Elbisenin üstünde arge çalışması yapmış terzi sanki.Kırış kırış.Ağlasam mı gülsem mi?!!Delirsem mi..Bilinmez hallerimle elimde seyahat ütücüm ve tülümle ütüye koyuldum.
Bir hayli düzelttim sayılır..Ama ne denir bilemedim.Ne demeli onu da çözemedim.Yorumu terzizedelere bıraktım artık..

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Danışman Ofisi Hikayesi..


Eveet sinirlerimin artık beni götürmediği o vehametli anlardayız..Neden çünkü kongreye son 3 gün.Neden çünkü ....Neyse tatsızlıkları kokuyoruz cebe bugünü yorumlayayım.
Süper bi gittigidiyor satıcısıyımdır.Evde kullanılan yada kullanılmayan herşeyi satışa çıkarıyorum son günlerde.Bizim abi asker olunca benim oda oldu eskici deposu gibi.Dolup taşmakta hatta.Birde haspamın kullanmadığı birkaç birşey varmış.Üstüne
bir de ebay hastası olunca kendisi o alıyor ben satıyor biz böyle yuvarlanıp gidiyor kıvamını yakaladık.Herşey güzel 3 kuruşa al 5 kuruşa sat.Yada satama neyse ne artık.Son satışım bir modemdi.Enis bey saolsun her kampanyaya ihtiyacı olsun yada olmasın,maşallahı olan ticaret kafasıyla,bodoslama dalıyor.Hani diyorlar müşteriyi
avlama olayı sinek avlar gibi.Bizimki o sineklerin filamayla dolaşanı yani.
Modemi sattım.Fakat apar topar yalovaya gidince unuttum yanımda götürmeyi.Alan abimizde saolsun sorun değil dedi.Bugün kargolamak için çıktım.ikieylül kargosuna gittim.Ve herzaman ki gibi yine kargo adresini evde unuttuğumu fark ettim.baktım çevrede atayurt un kablosuzu var.Ve büyüüük bir gaflet yapıp Atayurt un danışma
ofisine girip rica ettim wifi şifresini.Ordaki kamil tipli ablamız şifreyi bilmediğinden gel benim bilgisayardan bak dedi.İyi dedim.Ne bileyim ben bu ablanın içinde bir meraklı melahat yattığını.Resmen uyuyan meraklıyı ellerimle dürtükledim.
Ben gittigidiyor sayfamdan adrese bakarken abla "ne bu nasıl oluyo,sen ne sattın,ne zaman sattın,bende satabilir miyim" gibi daha yazmadığım onlarca soruyu ortalama 2 dakikada yağdırdı tepeme tepeme.Velhasılı ben baktım adrese not aldım.
Bir yandan da izah etmeye çalışıyorum hani bilg.nı kullandım ya ayıp olmasın diye.
Abla dur durak bilmiyo.Ben neyse dedim çıkıyorum artık o hala soruyo,sonra bir anda sustu kargoyu yolladıktan sonra gelsene anlat bana demez mi.çok hızlıca yalan attım.Ben dershanede gözetmenlik yapıorum.Aram çok az daha yemek yicem fln dedim.O zaman yarın gel dedi.Yok yarında dersim var dedim..Kısaca abla beni baya ikna etmeye
çalıştı en son tamam en yakın zamanda gelirim dedim.Ve sanırım artık Atayurt ofisinden nefret ediyorum.
Ablacm seni ofisin arka odalarında tutsunlar eskişehirlinin ruh sağlığı açısından.:):) En son adresiniz Atayurt Danışma Ofisi olsun insanlık.100 metre civarında bile gezmeyin bence:)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...