Aslında yazacak birşey bulamadım da aklıma garip cümleler geldi.Ben de ah nedir nerden gelir,kime edilir,edene mi gider,ettirene mi bunları yorumlamak istedim.:)
Efendim hayat bilindiği üzere herşeylere gebedir.Hep polyanna olunmaz.Olunamaz.
Bir gün gelir gözüne çomak sokarcasına gerçekleri sokuşturur gözüne gözüne.İşte
o noktada uyuyan her kimse(prens/prenses) zırt diye uyanır.
Aslında sadece ayılar değil insanlarda kış uykusuna yatar.Biz ona keklik uykusu diyeceğiz.
Şimdi efendim şayet ki bu uykuyu mışıl mışıl uyuyorsanız hayat,renk renk balonlar uçuruyordur.Siz de alık alık ,ağzınız iki metre açık, ayyy caannımm nidalarıyla eşlik ediyorsunuzdur o masala.Eşşekler kuş gibi,tüplü televizyon plazma gibi,tomruğu da (kalasda değil) insan gibi hissedip mutlu olabiliyorsanız,sıkıntı vardır.Biz bu duruma keklik uykusunda bir sandık ayva yemek de diyelim.
Gün gelir balonlar patlar.O ayvalar boğaza dizilir.Dizilen ayvalar beyindeki şok mekanizmasını tetikler,dolayısıyla sizin gözleriniz fal taşı misali büyücek büyücek yerinde dönerek döner durur.
Semptomlar:Keklik uyandı,balonlar patlak,tüplü televizyonun tüpü bile yok.Tomrukda tomrukmuş hani..3 e 5 ..
Şimdi onca ayvayı yediğine mi yanarsın,gül bahçesindeyken tomruğa taptığına mı kızarsın,onca yalana bal gibi de kandığına mı..
İşte bu noktada bir ah.. edip kestirmeden u çizmek iyidir.Biz türkler nasıl diyor:"zararın neresinden dönersek kar"..
Ama ah bu yani öyle zırt diye olmaz.Demlenir demlenir..Yeri ve zamanı uygun olduğunda kesinlikle ettireni bulur.
İki öper bi selamlar keklik olmayın derim(Memo kulakların çınçın etsin:D).Saygılar.
P.S:siz gene de ah etmeyin die topluma güzel bir mesaj vereyim.:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder