Günlerden bir gün, zengin bir baba, oğlunu köye götürdü. Bu yolculuğun tek amacı vardı; insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir günlerini geçirdiler. Yolculuktan döndüklerinde baba oğluna sordu:
—İnsanların, ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü oğlum? — Evet, dedi oğlu. —N...e öğrendin peki? —Şunu gördüm baba: Bizim evde bir köpeğimiz var; onlarınsa dört. Bizim bahçenin ortasına kadar uzanan bir havuzumuz var; onlarınsa sonu olmayan bir dereleri. Bizim bahçemizde ithal lambalar var; onlarınsa yıldızları. Bizim görüş alanımız ön avluya kadar; onlarsa bütün bir ufku görüyorlar. Oğlu sözünü bitirdiğinde babası söyleyecek bir şey bulamadı. Oğlu ekledi: — Teşekkür ederim baba; ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için.
Hem sınavların yakınlaşması hem de hazırlamakta olduğumuz konferans tarihinin gün be gün yakınlaşması garip bir ruh haline soktu beni..
Bu sebeple çok zamanım olmamakla beraber,hem ders çalışmayı hem de yapılması gerekenleri gün içerisindeki 20 saate sıkıştırabilme çabalarım son gaz sürmekte.
Bununla beraber wordpress'in paratuzağı blog desteği de canımı sıkmış bulunuyor.Ki blogspot'un tekrar kullanıma sunulması kürkçü dükkanına geri dönme isteğime baskı yapıyor..
Aslında wordpress'imi daha farklı bir platform haline getirme gibi bir düşüncem de var.Yani blog olarak bundan böyle blogspot adresimi kullanmaya devam edeceğim.
içim sıkılıyor blogum!seni de kısııtladılar zaten.Digiturk utansın bence!Türkiye'nin nedir bu çektiği
interaktif özgürlük kısıtından?!..
Seni şuan okuyabilen arkadaşlar ya buzz'dan takip ediyor,yada makat programını kurmuş olmamlılar bilgisayarlarına.Ne kadar hazin dimi blogcum?Google suçlu diyenler utansın.
Bilgiye susayıp , bloglara giremeyenleri görüp de utansın o DİGİTURK!
Hiiç keyfim yok be blogcum.Abim sürpriz yapar da gelir diye bekliyorum yok gelmiyor be blogcum.
Cepte metelikler çıtçıt bile etmiyor be blogcum.İçim sıkıntıda blogcum.İçim sıkıntıda..